Dünya'da Uygulanan Yönetim Biçimleri

Dünya Üzerinde Uygulanan Yönetim Biçimleri


Yönetim biçimleri, devletlerin nasıl idare edildikleri ile ilgili formlardır. Devlet şekli cumhuriyet olan, yani halk egemenliği olan devletlerde, yönetim biçimi bununla özdeş olarak demokrasi de olabilir veya olmayabilir. Yönetim biçimi ile devletin kuruluşunun ve milletlerin hayat tarzlarının, dünya görüşünün derin bir ilgisi vardır.
Örneğin Mustafa Kemal Paşa'nın cumhuriyeti kurarak monarşiye son vermesinde Meclis Yönetimi'ni esas alması, dünyada tek bir oluşumdur. Çünkü genellikle cumhuriyete geçen sistemlerde, diktatörlük veya ideolojik yönetimler egemendir. Bir cumhuriyetin meclise dayanması doğası gereğidir.

Yönetim biçimleri şunlardır:

  • Aristokrasi

Aristokrasi ya da soylu erki, iktidarın imtiyazlı ve genellikle soya bağlı bir toplum sınıfının elinde bulunduğu siyasi hükûmet şeklidir. Ekonomik, toplumsal ve siyasi gücün soylular sınıfının elinde bulunduğu tarihi yönetim biçimidir. Sözcük "soylular sınıfı" anlamında da kullanılmaktadır.

  • Cumhuriyet

Cumhuriyet, hükûmet ya da devlet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının karşıtıdır. 

  • Demokrasi

Demokrasi, dünyadaki tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimidir

  • Despotluk

Despotizm, ister sıkıca birbirine bağlı bir grup tarafından, ister bireysel olsun mutlak siyasi bir güç ile hükmeden tek bir idari otoriteye sahip hükûmet biçimidir. Klasik biçiminde despotizm, bir şahsın idaresinin olduğu devlet, despot ise bütün siyasi gücü kullanan ve bütün devleti temsil eden diğer herkesin ikincil önemde olduğu otoritedir.

  • Federasyon

Federasyon veya federal devletcoğrafi yapılarına göre oluşmuş birden fazla devletin kendi istekleriyle bir araya gelerek dışarıya karşı tek bir siyasal güç olarak görülmeleri ve bu amaçla kurdukları örgütün, kendisini oluşturan devletlerin üzerinde olması; iç işlerinde ise, yine aralarındaki anlaşmaya göre geniş veya dar ölçüde özerk olmaları ile oluşan topluluk.

  • Komünizm

Komünizm (Latince kökenli communis - ortak, evrensel); üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve kimi zaman devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir.[1] Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 

  • Konfederasyon

Konfederasyon, bağımsız kuruluşlar ve kurumlar tarafından, egemenliklerini muhafaza etmek şartıyla, ortak ve sınırlı menfaatlerini sağlamak maksadıyla, bir antlaşma ile kurulan topluluklardır. Federalizm tipi devlet yapısından farklı olarak, üye devletlerin istedikleri zaman ayrılma hakkı bulunur veya ayrılma durumlarında müdahale edilmeme durumu söz konusudur. Konfederasyon tipi devlette merkezi yapı, federal devletlerdeki kadar baskın değildir. Hızlıca gelişen bir savaş tehdidi sonucu ortak çıkarlar maksadıyla kurulan ve konfederasyon yapının geçici olup ne zaman biteceği önceden belirlenen konfederasyon devlet örnekleri vardır, en popüler örnek Amerika Konfedere Devletleri'dir.

  • Meritokrasi

Meritokrasiyönetim gücünün, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır, kayırma yoktur. Özellikle kamu yönetiminde daha bilgili ve yetenekli kişilerin seçilmesi ve yine hizmet içindeki ilerleme ve yükselmelerinin bilgi, başarı ve yetenek kıstaslarına göre yapılmasını amaçlar. Osmanlı Devleti'ndeki Devşirme sistemi buna örnek gösterilebilir.

  • Monarşi

Monarşi, bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Genellikle seçim dışı yöntemler kullanılır. 
Bu hükümdar, Türkçede kralimparatorşahpadişahprensemirkağanhakanhan gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir (oğlu, kardeşi gibi). Yani yetki genellikle babadan oğula geçer. Demokrasilerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü dilimize Fransızca Monarchie kelimesinden gelir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir. Otoritenin bir kralın veya bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.

  • Mutlakiyet ya da mutlak monarşi

Mutlak monarşi, yasama ve yürütme kuvvetlerinin hükümdarda toplandığı bir hükûmet sistemidir. Bu sistemde, devlet içinde tek ve en büyük otorite sahibi hükümdardır. Yasama, yürütme ve hatta yargı yetkisinin sahibi 'hükümdar'dır (monark, kral, padişah...). Mutlak monarşiyi meşruti monarşi ile karıştırmamak gerekir. Meşruti monarşi bir kuvvetler ayrılığı sistemidir. Mutlak monarşi ise kuvvetler birliğini esas alır. Yani mutlak monarşi, devletin tek bir kişi tarafından hiçbir sınırlamaya bağımlı olmayarak yönetildiği rejim türüdür.

  • Oligarşi

Oligarşi, küçük ve ayrıcalıklı bir grubun iktidarda olduğu yönetim şeklidir. Oligarşinin üyesi ya da destekçisi olan kişi ya da grupları tanımlamak için "oligark" terimi kullanılır.

  • Otokrasi

Otokrasi, bir çeşit hükûmet sistemidir. Yönetici, bütün siyasi yetkileri tek başına elinde bulundurur ve yasalara karşı olarak herhangi bir yargılanmaya maruz kalmaz. Sözcük sıfat hâlinde otokrat olarak kullanılır. Otokrat (buyurgan) rejimlerin temel özelliği, yönetimlerin halk adına karar vermesi, kendine göre iyi, doğru ve güzel olanları dayatması, buna karşın halkın sorunlarını çözümlemeyi de üstlenmesidir.

  • Parlamenter monarşi (Meşrutiyet)

Meşrutiyetmeşruti monarşianayasal monarşianayasal tekerki ya da parlamenter monarşi, hükümdarın yetkilerinin anayasa ve halk oyuyla seçilen meclis tarafından kısıtlandığı yönetim biçimi. Arapça şart kökünden türemiş olan meşrutiyet 19. asırdan itibaren Osmanlı Devleti'nde meclisli saltanat-hilafet anlamında kullanılmıştır. Daha genel ifadesiyle; meşrutiyet, bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan yönetim biçimidir.

  • Plütokrasi

Plütokrasi (Yunanca πλοῦτος, ploutos + κράτος, kratos), yönetme erkinin maddi açıdan üstün kişilerce paylaşılmasını öngören oligarşik bir yönetim biçimi.

  • Teknokrasi

eknokrasi veya Uygulayımcıerki[1], bütün karar verme süreçlerinin teknik uzmanların ellerinde olduğu bir yönetim şeklidir. Yönetim kademelerinde sadece bilgi, deneyim ve yetenek sahibi bilim insanları, mühendisler ve teknolojistler yer alır.

Teknokrasinin başlıca özellikleri:

  • Siyasi kurumların yönetimi, teknokratlardan oluşan "uzmanlar kurulu" ile yürütülür.
  • Siyasi ve ekonomik süreçler bilime ve rasyonalizme dayandırılır.

Teknokrasi taslağını ilk önce 1912 yılında Thorstein Veblen öne sürdü. Veblene göre, sibernetik sistemlere hakim oldukları için, mühendislerin devleti yönetmeleri gerekir. Daha çok Büyük Bunalım’ın egemen olduğu 1929 sonrasında zemin bulmuştur; günümüzde ise Tunus'ta Arap Baharı ile devrilen hükûmetin yerine kurulmuş yönetimde görülmektedir.

  • Teokrasi

Teokrasidine dayalı yönetim biçimini tanımlamak için kullanılan terim. Daha doğru bir anlatımla, dini otorite organlarının siyasi otorite organları yerine devlet idaresini elde tuttuğu devlet biçimidir. Teokrasi en yalın anlamda "devlet işlerinden yönetim ile görevli din adamları (ör: Osmanlı Devletinde: ulema) sınıfının sorumlu olduğu ve devlet işlerinin dini temellere dayandırıldığı sistem" olarak tanımlanabilir.

  • Totalitarizm

Totalitarizm, tüm yetkilerin merkezîleştirildiği, devlete mutlak itaat beklenir. Sözcük sıfat hâlinde totaliter olarak kullanılır. Totaliter egemenlik olarak da bilinir. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmez ve bireyin yaşamının tüm alanları devlet kontrolüne bırakılır.


1 Yorumlar

Daha yeni Daha eski