EMEVİLER DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1. MUAVİYE DÖNEMİ
Hz. Ali'nin şehit edilmesinin ardından Muaviye İslam Devleti'nin başına halifesi oldu. Muaviye isimli şahıs Emevi kabilesinden olduğu için Muaviye ve daha sonra kendi soyundan gelen halifeler dönemine Emeviler dönemi diye adlandırılır.
ilk dört halifeden sonra müslümanların yeni lideri olan Muaviye halife olmakla birlikte tam anlamı ile rahat değildi. Çünkü Hz. Ali 'nin oğlu Hz. Hasan kendisine karşı harekete geçmişti. Müslümanlar arasında yeniden bir savaş ortamı oluşuyordu. bu kendi hilafeti açısından son derece sakıncalı bir durumdu.
Ancak Hz. Hasan Müslümanlar arasında yeni bir savaşın olmasını istemediğinden Muaviye 'ye bazı şartlar öne sürerek savaştan çekildi.
Buna göre Muaviye ölünce yerine Hz. Hasan'ın kardeşi Hz. Hüseyin halife olacaktı. Muaviye bu teklifi kabul etti.
Muaviye döneminde bir taraftan iç karışıklıklar olurken diğer taraftan fetih hareketleri hızını kesmeden devam ediyordu. Rodos ve Girit adalarına seferler yapıldı. İstanbul ilk defa İslam donanması tarafından kuşatıldı. Ancak İstanbul'un kalın surları ve suda da yanan grejuva ateşi sayesinde kuşatmadan kurtuldu.
Emevilerin önde gelenleri İslam'ı kabul etme konusunda biraz gecikmekle birlikte yönetim konusunda eskiden beri sahip oldukları deneyim ile İslam'ın ilk yıllarından hemen sonra çeşitli kamu görevlerini icra etmeye başladılar. Bizzat Hz. Muhammed tarafından görevlendirilen Emevi soyundan gelen kişiler katiplik gibi basit görevlerde bulunarak bu işe başladılar. Daha sonra zamanla ordu komutanlıklarına, başka devlet üst düzey görevlere ve daha sonra valiliklere atanmaya başladılar.
1. MUAVİYE DÖNEMİ
Hz. Ali'nin şehit edilmesinin ardından Muaviye İslam Devleti'nin başına halifesi oldu. Muaviye isimli şahıs Emevi kabilesinden olduğu için Muaviye ve daha sonra kendi soyundan gelen halifeler dönemine Emeviler dönemi diye adlandırılır.
ilk dört halifeden sonra müslümanların yeni lideri olan Muaviye halife olmakla birlikte tam anlamı ile rahat değildi. Çünkü Hz. Ali 'nin oğlu Hz. Hasan kendisine karşı harekete geçmişti. Müslümanlar arasında yeniden bir savaş ortamı oluşuyordu. bu kendi hilafeti açısından son derece sakıncalı bir durumdu.
Ancak Hz. Hasan Müslümanlar arasında yeni bir savaşın olmasını istemediğinden Muaviye 'ye bazı şartlar öne sürerek savaştan çekildi.
Buna göre Muaviye ölünce yerine Hz. Hasan'ın kardeşi Hz. Hüseyin halife olacaktı. Muaviye bu teklifi kabul etti.
Muaviye döneminde bir taraftan iç karışıklıklar olurken diğer taraftan fetih hareketleri hızını kesmeden devam ediyordu. Rodos ve Girit adalarına seferler yapıldı. İstanbul ilk defa İslam donanması tarafından kuşatıldı. Ancak İstanbul'un kalın surları ve suda da yanan grejuva ateşi sayesinde kuşatmadan kurtuldu.
Emevilerin önde gelenleri İslam'ı kabul etme konusunda biraz gecikmekle birlikte yönetim konusunda eskiden beri sahip oldukları deneyim ile İslam'ın ilk yıllarından hemen sonra çeşitli kamu görevlerini icra etmeye başladılar. Bizzat Hz. Muhammed tarafından görevlendirilen Emevi soyundan gelen kişiler katiplik gibi basit görevlerde bulunarak bu işe başladılar. Daha sonra zamanla ordu komutanlıklarına, başka devlet üst düzey görevlere ve daha sonra valiliklere atanmaya başladılar.
Muaviye, Hz. Ali ile mücadelesinden bir süre sonra halifeliği alınca topraklarında ilk iş olarak istikrarı sağlamaya yöneldi. Ardından da hızlıca fetih faaliyetlerini başlattı. Bu fetih faaliyetleri üç farklı coğrafyada gerçekleşmekteydi. Suriye ordusu Anadolu ve Ermenistan'a, Irak ordusu Maveraünnehr ve ötesine ve Mısır orduları da Kuzey Afrika topraklarında savaşmaktaydı. Bu arada Emeviler İstanbul'u kuşatmayı da ihmal etmemişlerdi. İstanbul kuşatması hem kara hem deniz yoluyla yapılmış ve fakat bir sonuç alınamamıştır. Ancak Rodos gibi Ege denizinde bulunan bir çok ada Emevi yönetimine geçmişti.
Emevîler döneminde bazı kesimlerin maddî sıkıntıya düştüğü ve vergi ödemekte zorlandığı görülmektedir. Özellikle Irak’taki muhalif gruplar, bölge sakinlerinin haklarının yendiği ve buradan toplanan vergilerin Şam halkına harcandığı iddiasında bulunmuşlardır. Hâricî ve Şiî isyanlarında bu iddia en önemli propaganda vasıtası haline getirilmiştir. Nitekim Zeyd b. Ali’nin Kûfe halkından biat alırken biat metnine, toplanan vergilerin hak sahiplerine dağıtılması şartını da koyduğu bilinmektedir.
Emevîler döneminde bazı kesimlerin maddî sıkıntıya düştüğü ve vergi ödemekte zorlandığı görülmektedir. Özellikle Irak’taki muhalif gruplar, bölge sakinlerinin haklarının yendiği ve buradan toplanan vergilerin Şam halkına harcandığı iddiasında bulunmuşlardır. Hâricî ve Şiî isyanlarında bu iddia en önemli propaganda vasıtası haline getirilmiştir. Nitekim Zeyd b. Ali’nin Kûfe halkından biat alırken biat metnine, toplanan vergilerin hak sahiplerine dağıtılması şartını da koyduğu bilinmektedir.